Granit, magmatik kökenli, iri taneli (faneritik) bir iç püskürük kayaçtır. Genellikle pembe, gri, beyaz veya açık renklerde görülür ve çok sert, dayanıklı bir yapıya sahiptir
. Yer kabuğunun derinlerinde, milyonlarca yıl boyunca yavaşça soğuyan magma kütlelerinin katılaşmasıyla oluşur. Yüzeye yakın yerlerde yıllar içinde ortaya çıkan granit kütleleri, dirençli yapıları sayesinde tor adı verilen üst üste dizilmiş bloklu kaya oluşumları veya yuvarlak tepeler şeklinde belirgin araziler oluşturabilir
. Bu nedenle granit, yerkabuğunda sıradışı jeolojik şekiller ve sağlam zemin yapılarıyla tanınır.
. Feldispatlar potasyum feldispat (örneğin ortoklaz) ve plajiyoklaz türlerini içerir; kuvars ise renksiz veya gri camsı mineralleri oluşturur. Mikalardan genellikle biyotit (siyah renkli) veya muskovit (parlak açık renkli) bulunur. Ayrıca az miktarda amfibol (hornblend gibi) ve aksesuar mineraller (örneğin zirkon, apatit, manyetit) yer alabilir. Bu mineral karışımı, granitin kendine özgü benekli görünümünü verir: Örneğin pembe granitler genellikle potasyum feldispatça zengin iken, açık gri-beyaz granitlerde kuvars ve plajiyoklaz feldispat hakimdir
. Granit adının kökeni de Latince “granum” (tane) sözcüğüne dayanır; bu, granitin bu iri taneli kristalli dokusuna bir göndermedir.
Granit neredeyse tamamen kristal yapılıdır (holokristalin) ve herhangi bir iç tabakalaşma veya yönelim göstermez (masif yapılı)
. Mohs sertlik skalasında yaklaşık 6–7 sertlik derecesine sahip olan granit, çizilmeye ve aşınmaya karşı oldukça dirençlidir. Ortalama yoğunluğu ~2.65–2.75 g/cm³ olup, basınca karşı mukavemeti 200 MPa’nın üzerinde ölçülmüştür
. Bu fiziksel özellikleri sayesinde tarih boyunca inşaat taşı olarak tercih edilmiş; yol kaplamaları, kaldırımlar, anıtlar ve yapı taşı gibi birçok alanda kullanılmıştır
. Dahası, granit yüzeyleri iyi cila kabul eder, yani parlak bir şekilde parlatılabilir; bu da onu dekoratif amaçlarla (örneğin mutfak tezgâhları veya kaplama malzemesi olarak) değerli kılar
Granit, yerkabuğunda en bol bulunan derinlik kayaçlarından biridir ve kıtasal kabuğun adeta temelini oluşturur
. Prekambriyen yaşlı (yani milyarlarca yıllık) granit kütleleri, bugün kıtaların çekirdeklerini meydana getirir. Dünyanın bir çok bölgesinde granit doğal olarak yüzeyler verir: Örneğin Kuzey Amerika’daki Yosemite Ulusal Parkı’nda gözlenen dev granit kubbeler ve kayalıklar, bu kayaçın görkemli örneklerindendir. Benzer şekilde Türkiye’de Uludağ ve Kaçkar Dağları gibi kütleler granitik temelli kayaçlardır. Granit genelde dayk, sil ve batolit şeklinde arazide tanımlanabilir
. Günümüzde yüzeyde gördüğümüz granit kaya çıkışları, jeolojik zaman içinde gerçekleşen uzun soluklu erozyon ve yükselim süreçlerinin bir ürünüdür Kullanım alanları açısından granit, insanlık tarihi boyunca büyük öneme sahip olmuştur. Madencilik ve taş ocakçılığı ile yeraltından bloklar halinde çıkarılan granitler, dayanıklılıkları nedeniyle yapı malzemesi olarak değerlidir. Örneğin eski medeniyetler dev granit bloklarını keserek piramitlerde, tapınaklarda kullanmış; antik Mısır’dan günümüze ulaşan dikilitaşlar (obeliskler) granitin binlerce yıl bozulmadan kalabildiğine örnektir. Günümüzde granit ocaklarından çıkarılan taşlar, bina kaplamaları, zemin döşemeleri, mutfak tezgahları, anıt ve heykeller, kaldırım ve bordür taşları gibi çok çeşitli alanlarda kullanılmaktadır
Granitin basınca, darbeye ve aşınmaya dayanıklılığı ve güzel cilalanabilmesi, onu hem mühendislik hem de dekorasyon açısından vazgeçilmez bir malzeme kılmaktadır
. Ayrıca radyoaktif elementler (ör. uranyum, toryum) çok düşük miktarda da olsa granitte bulunabildiğinden, granit bölgeler yer yer doğal jeotermal aktivite ve sıcak su kaynakları ile ilişkilendirilir